İstanbul Barosu yöneticilerinin görevlerine neden son verildi?

  • Haberler
  • Türkiye
  • Orta Doğu
  • Rusya-Ukrayna Savaşı
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Bilim
  • Teknoloji

Kaynak, X/@ibrahimkaboglu

Fotoğraf altı yazısı, Anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu Ekim 2024'te baro başkanı seçilmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, İstanbul Barosu yöneticilerine açtığı davada Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve yönetim kurulunun görevlerine son verildi.

Başsavcılık, "basın ve yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmakla" suçladığı baronun kendilerine verilen yetkiyi "amaç dışı" kullandığı iddiasıyla dava açmıştı.

İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kabulüne, başkan ve yönetiminin görevine son verilmesine ve yeniden seçim yapılmasına hükmetti.

Kaboğlu duruşmada "Verilebilecek bir karar İstinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden bir şekilde dönecektir. Bizim taleplerimizi gerekçesiz olarak reddediyorsunuz. Anayasa'ya uygun değil bu. Adil yargılanma hakkımız ihlal ediliyor. Suçsuz sayılma hakkımız ihlal ediliyor. Savaş halinde bile bu hakka dokunulamaz" dedi.

Ne olmuştu?

İstanbul Barosu, 21 Aralık 2024'te sosyal medyada yaptıkları bir paylaşımla gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Suriye'de öldürülmesiyle ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini talep etmişti.

Baro, "Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınmasının Uluslararası İnsancıl Hukukun ve Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali niteliğinde" olduğunu belirtmiş, Roma Statüsü'ne de atıfta bulunarak "savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınmasının savaş suçu olduğunu" vurgulamıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nu bu paylaşımları nedeniyle "Basın ve yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmak" ve "Basın ve yayın yolu ile halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" ile suçlamıştı.

Basında yer alan haberlere göre Cihan Bilgin Haseke merkezli Hawar Haber Ajansı (ANHA) için, serbest gazeteci Nazım Daştan ise hem ANHA hem de PKK'ya yakın Fırat Haber Ajansı (ANF) için çalışıyordu.

Türk ve Kürt basınına yansıyan haberlere göre Bilgin ve Daştan, 19 Aralık'ta Suriye'nin başkenti Şam'ın doğusunda yer alan Tişrin Barajı çevresinde araçlarındayken hava saldırısında hayatları kaybetti.

Hem ulusal hem de uluslararası gazetecilik örgütleri Bilgin ve Daştan'ın öldürülmesini kınadı.

Başsavcılık baroya açılan davada Daştan ve Bilgin hakkında "terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından" davaların devam ettiği vurgulanmıştı.

Related posts

BBC, muhabiri Mark Lowen’ın Türkiye’den sınır dışı edilmesine tepki gösterdi

RTÜK Sözcü TV’ye 10 gün ekran karartma cezası verdi

ABD’de gözaltına alınan Rümeysa Öztürk ile ilgili neler biliniyor?

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Daha Fazlasını Oku